Ayva Monilyası (Mumya Hastalığı) Nedir?
Ayva monilyası (Sclerotinia linhartiana) hastalığının belirtileri, bulaşma yolları, kültürel ve kimyasal mücadele yöntemleri hakkında detaylı bilgiler. Ayva ağaçlarını korumanın en etkili yolları.

Ayva monilyası, bilimsel adıyla Sclerotinia linhartiana, ayva ağaçlarında yaprak, sürgün, çiçek ve meyvelerde büyük zararlara yol açan bir mantar hastalığıdır. Bu hastalık, özellikle nemli iklimlerde hızla yayılır ve uygun koşullar oluştuğunda verim kaybı yüzde 80’e kadar ulaşabilir. Türkiye’nin birçok bölgesinde ayva hastalıkları arasında en yaygın ve yıkıcı olanlardan biridir.
Bu hastalık, ağaçların sağlığını ciddi şekilde etkilerken meyve kalitesini de düşürür. Üstelik bulaştığı bahçelerde uzun süre kalıcı olabilir. Bu nedenle hem bitki hastalıkları hem de ayva yetiştiriciliği açısından düzenli kontrol ve koruyucu önlemler büyük önem taşır.
Ayva Monilyasının Belirtileri ve Gelişim Süreci
Ayva monilyası genellikle ilkbahar aylarında kendini göstermeye başlar. Fungus, kışı hastalıklı sürgünler ve mumya meyveler üzerinde miselyum halinde geçirir. Şubat sonu ile Mart başı arasında yere düşen bu mumya meyveler üzerinde apotesyum adı verilen küçük yapılar oluşur. Bu yapılar olgunlaştığında, içlerinden yayılan askosporlar yapraklarda ilk enfeksiyonları başlatır.
Yapraklardaki Belirtiler
Enfeksiyonun başlangıcında yaprakların üst yüzeyinde açık kahverengi lekeler görülür. Bu lekeler zamanla koyulaşır ve bazen yaprağın tamamını kaplayabilir. Yapraklar hastalandığında yüzeyinde kirli beyazdan bej rengine kadar değişen bir tabaka oluşur. Enfekte yapraklardan gelen badem kokusu, hastalığın ayırt edici belirtilerindendir.
Bu konuda ilginizi çekebilir: meyve monilyası hastalığı
Sürgünlerde Görülen Hasarlar
Mantarın ilerlemesiyle miselyumlar yaprak damarlarından saplara geçer ve ardından sürgünleri enfekte eder. Sürgünlerde 2-3 cm uzunluğunda kahverengi lekeler meydana gelir. Bu alanlarda kurumalar görülür ve sürgünler aşağı doğru sarkar. Üzerlerinde kirli beyaz renkte mantar kitleleri oluşur. Hastalığın bu aşamasında bitkinin gelişimi durur ve sürgün uçları zamanla tamamen kuruyabilir.
Çiçek ve Meyve Enfeksiyonu
Çiçeklenme döneminde, yapraklar üzerinde bulunan konidiumlar çiçeğin dişicik organı üzerinde çimlenir. Mantar buradan yumurtalığa ilerleyerek zarar verir. Başlangıçta sağlıklı görünen çiçekler, petal dökümüne yakın dönemde kahverengileşir ve dökülür.
Genç meyvelerde ise önce açık kahverengi lekeler belirir, ardından meyve yumuşar ve zamanla sertleşerek mumya haline gelir. Bu mumya meyveler genellikle ağaçta asılı kalır ve dökülmeden önce rüzgar, yağmur ya da böceklerle etrafa yayılır.
Hastalığın Yayılışı ve Zarar Durumu
Sclerotinia linhartiana, uygun nem ve sıcaklık koşullarında çok hızlı çoğalır. 18-24 °C arasındaki sıcaklıklar mantarın gelişmesi için en ideal aralığı oluşturur. Rüzgar, yağmur damlaları ve böcekler enfeksiyonun kısa sürede yayılmasına neden olur.
Ayva monilyası, yalnızca meyve kalitesini düşürmekle kalmaz, ağacın genel gelişimini de engeller. Ağaçlar zayıflar, çiçek tutumu azalır ve bir sonraki yıl verim düşer. Epidemi yıllarında üreticiler yüzde 90’a varan ürün kayıplarıyla karşılaşabilir.
Bu nedenle hastalık, ayva yetiştiriciliği yapılan bölgelerde sürekli takip edilmesi gereken ciddi bir tehdittir.
Kültürel Mücadele Yöntemleri
Doğal ve sürdürülebilir üretim için kültürel mücadele yöntemleri büyük önem taşır. Özellikle şifalı bitkiler yetiştiriciliği gibi doğal tarım uygulamalarında bu yöntemler ön plandadır.
Hasat sonrasında ağaç üzerinde kalan tüm mumya meyveler toplanmalı ve yakılarak imha edilmelidir. Budama sırasında kuruyan sürgünler kesilmeli, yere düşen meyveler ise toprağın derinlerine gömülmelidir. Böylece hastalığın barınma alanları ortadan kaldırılmış olur.
İlkbaharda enfekte olmuş yaprak ve çiçekler toplanarak uzaklaştırılmalıdır. Bu uygulamalar, enfeksiyon kaynaklarının önemli ölçüde azalmasını sağlar.
Ayrıca bahçede iyi bir hava sirkülasyonu sağlanmalı, ağaçlar arasında uygun mesafe bırakılmalıdır. Aşırı nem birikimi mantar gelişimini hızlandırdığı için sulama sistemi dikkatli şekilde kullanılmalıdır.
Kimyasal Mücadele ve Uygulama Önerileri
Kültürel önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda kimyasal mücadele gerekebilir. Ancak ilaçlamalar doğru zamanda ve uygun koşullarda yapılmalıdır. Rüzgarlı havalarda ilaçlama yapılmamalı, ilaçlar bitkinin her tarafına eşit şekilde uygulanmalıdır.
İlaçlamadan sonra yağış meydana gelirse, ilaçlar kurumadan önce etkisini yitirebilir. Bu durumda uygulama tekrarlanmalıdır. Her yıl aynı etken maddeli ilacın kullanılmaması, mantarların direnç geliştirmesini önler.
Kimyasal müdahaleler sırasında çevreye ve yararlı böceklere zarar verilmemesi için dikkatli olunmalıdır. Bitki hastalıkları konusunda bilinçli hareket etmek, hem doğanın korunmasına hem de verimliliğin artmasına katkı sağlar.
Ayva Monilyasından Korunma İpuçları
- Ağaçlar düzenli olarak kontrol edilmelidir.
- Kış budaması sırasında hastalıklı dallar tamamen temizlenmelidir.
- Toprak işleme sırasında yere düşen meyveler gömülmelidir.
- İlkbahar öncesi bakır içerikli koruyucu ilaçlar kullanılabilir.
- Bahçede nem birikmesini önleyecek şekilde sulama yapılmalıdır.
Bu basit önlemler, hastalığın yeniden ortaya çıkmasını büyük ölçüde engeller. Ayrıca bitkiler üzerinde doğal dengeyi korumak için kimyasal kullanımı minimumda tutulmalıdır.
Sık Sorulan Sorular
Ayva monilyası neden olur?
Hastalık, kışı mumyalaşmış meyveler ve hastalıklı sürgünlerde geçiren mantar etmeni Sclerotinia linhartiana tarafından oluşur. Nemli ve ılık koşullar enfeksiyonun hızla yayılmasına neden olur.
Ayva monilyası nasıl önlenir?
Hasat sonrasında tüm mumya meyveler imha edilmeli, bahçede kuruyan sürgünler budanmalı ve uygun ilaçlama programı uygulanmalıdır.
Ayva monilyası hangi aylarda görülür?
Genellikle ilkbahar aylarında başlar ve yaz başına kadar etkisini sürdürür. Özellikle yağışlı havalar hastalığın yayılmasını hızlandırır.
Ayva monilyası diğer meyvelere bulaşır mı?
Bu mantar genellikle ayvalarda görülür, ancak uygun koşullarda armut gibi benzer türlerde de enfeksiyon oluşturabilir.
Sonuç
Ayva monilyası, küçük bir ihmalin bile büyük kayıplara yol açabileceği ciddi bir bitki hastalığıdır. Düzenli bakım, budama ve doğru ilaçlama yöntemleriyle bu hastalığın etkileri minimuma indirilebilir. Üreticilerin bilinçli davranması, hem ayva hastalıkları ile mücadelede başarı sağlar hem de ülkemizin şifalı bitkiler açısından zengin doğasının korunmasına katkı sunar.















